Görünmez Kentler

|



"Görünmez Kentler bildik kentler değil; kurmaca kentlerdir. Hepsine birer kadın adı verdim; kitap kısa kısa bölümlerden oluşuyor. Bu bölümlerden her biri, her kent için ya da genel an­lamda kent kavramı için geçerli olan 
bir ipucu sunmalı." 
(Italo Calvino, "Görünmez Kentler Üzerine," 1983)





Görünmez Kentler (Le Città Invisibili), Italo Calvino'nun 1972 yılında yayınladığı yapıtıdır. Kitap, Venedikli gezgin Marko Polo ile Moğol İmparatoru (kitapta Tatar olarak geçer) Kubilay Han'ın sohbetlerini konu alır. Sohbetler Marko Polo'nun gezileri üzerinedir. Anlatılan yerler, her birine bir kadın ismi verilmiş kurmaca kentlerdir. Calvino, anlatıyı göstergeler üzerine kurmuştur ve kitap göstergebilim açısından temel yazınsal yapıtlar arasında yer alır. Yapıtta, diyalektik ikili karşıtlıklar ön plandadır.

Görünmez Kentler'de, 11 farklı kent sınıflandırması yer alır:

anılar,
arzular,
göstergeler,
ince kentler,
takas,
gözler,
adlar,
ölüler,
gökyüzü,
sürekli kentler,
gizli kentler.

Bu sınıflandırmada, toplam 55 kent tariflenir. Her sınıf 5 kent içerir ve her kent bir kadın adıyla kodlanmıştır:




anılar:
Diomira, İsidora, Zaira, Zora, Maurilia
arzular:
Dorotea, Anastasia, Despina, Fedora, Zobeide
göstergeler:
Tamara, Zirma, Zoe, İpazia, Olivia
ince kentler:
İsaura, Zenobia, Armilla, Sofronia, Ottavia
takas:
Eufemia, Cloe, Eutropia, Ersilia, Smeraldina
gözler:  
Valdrada, Zemrude, Bauci, Fillide, Moriana
adlar:          
Aglaura, Leandra, Pirra, Clarice, İrene
ölüler:          
Melania, Adelma, Eusapia, Argia, Laudomia
gökyüzü:      
Eudossia, Bersabea, Tecla, Perinzia, Andria
sürekli kentler:
Leonia, Trude, Procopia, Cecilia, Pentesilea
gizli kentler:  
Olinda, Raissa, Marozia, Teodora, Berenice



Her ne kadar Marko Polo (1254-1324) ve Kubilay Han'ın (1215-1294), yaşadığı tarihlerin çakışması sebebiyle, ve sohbetlerinin geçtiği mekanların özellikleri sebebiyle, Görünmez Kentler'deki anlatının 13. yüzyılı tariflediği iddia edilebilirse de, kent betimleri, 20. yüzyılın sanayileşmiş kent yaşamına dek yaptığı göndermeler ve zamanlar-arası gelgitlerle, zamandan bağımsızdır. Benzer biçimde, her kent betimi, mekan-yaşam örüntüsüyle zengin bir görselliğe sahip olmasına rağmen, ve pek çok betim var olan kentlere (New York, Venedik, İstanbul bunlardan bazıları olabilir) neredeyse doğrudan referans vermesine rağmen, esasen bu kentlerin mekandan da bağımsız olduğu düşünülmelidir. Görünmez Kentler'de zaman ve mekan hem iç içe geçip birbirine karışarak kendine özgü ve aynı zamanda bütüncül bağlamını yaratır, hem de bu bağlam içinde çözünerek kendini bağlamından koparır. Böylelikle Görünmez Kentleri görmeye çalışan okuyucu, hem bunları akıl yoluyla var etmeye çalışırken, hem de görünen/var olan kentleri, birer imge haline getirerek buharlaştırır. Sırf bu özelliğinden dolayı bile, kitabı, 20. yüzyıl yaşamının Modern algısı ve biçeminin şekillendirdiği söylenebilir. Bu nedenle, Görünmez Kentler'in başarısının, hiçbir mekana ve zamana ait olmadan, hepsine dokunabilmesinden kaynaklandığı da iddia edilebilir.